Her türlü avukatlık ve danışmanlık hizmeti için bizimle iletişime geçin.
Whatsapp:
0545 190 06 07
SOYBAĞININ REDDİ DAVASI
Yargıtay’a göre Soybağı kavramı
Soybağı, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’ndeki nesep sözcüğünün yerine 4721 sayılı TMK ile getirilip hukuk diline geniş anlamda soybağı bir kimse ile onun ecdadı, üstsoyu arasındaki biyolojik ve doğal bağlantıyı ifade eder. Dar anlamda soybağı ise; sadece çocuklar ile ana ve babaları arasındaki bağlantıyı, başka bir deyişle çocuğun ana ve babasına bağını ifade eder ki, TMK’nın aile hukuku kitabında düzenlenmiş olan soybağı da bu dar anlamdaki soybağıdır.
TMK’nın soybağına ilişkin 282. maddesinin düzenlemesi dikkate alındığında, soybağının kurulmasında ya çocuk ile ana ve babası arasında kan bağının bulunmasını ya da evlat edinme ilişkisinin kurulmasının arandığı görülmektedir. Bu açıdan TMK düzenlemesi çerçevesinde kan bağına dayanan soybağı, yani çocukla biyolojik ana ve babası arasındaki soybağı ve evlat edinme ilişkisi yoluyla kurulan soybağı ayırımını yapmak mümkündür (Dural,M./ Öğüz, T./ Gümüş, M. A.: Türk Özel Hukuku, Cilt 3, Aile Hukuku, İstanbul 2011, s. 242).
TMK’nın 282. maddesi hükmü soybağının kurulmasına ilişkin genel esasları düzenlemiştir. Düzenleme uyarınca ana ile çocuk arasındaki soybağının doğum ile kurulacağı ifade edilmiştir (m. 282/1). Maddenin ikinci fıkrasında baba ile çocuk arasındaki soybağının babanın ana ile evlenmesi, babanın çocuğu tanıması veya hâkim hükmüyle kurulacağı düzenlenmiştir. Üçüncü fıkrada ise kan bağına dayanan soybağının yanında, evlat edinme ilişkisi de evlatlık ile evlat edinen veya evlat edinenler arasında soybağını kuran bir yol olarak kabul edilmiştir.
TMK’nın 282. maddesinin 1. fıkrasına göre çocuk ile ana arasındaki soybağının kurulabilmesi için çocuğun, ana olduğu iddia edilen kadın tarafından doğurulduğunun tespit edilmesi yeterlidir. Çocuğu doğuran kadının evli olup olmaması soybağının kurulması için önem taşımamaktadır. Ana ile evliliğin, çocuk ile babası arasında soybağını kurabilmesi hem evliliğin çocuğun doğumundan önce gerçekleşmiş olması hem de ana ve babanın çocuğun doğumundan sonra evlenmeleri halinde mümkündür. Evliliğin doğumdan önce gerçekleşmiş olması hâlinde TMK’nın babalık karinesini düzenleyen 285. maddesi gereğince evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğu karine olarak kabul edilmiştir. Bu karine uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuk ile o evlilikte koca arasında soybağı kurulacaktır.
Babalık karinesinin çürütülmesi soybağının reddi ile mümkündür. Bu ise soybağının reddi davası ile sağlanabilir (TMK m. 286)
Bunun dışında çocuk ile baba arasında kurulan soybağının ortadan kaldırılması imkânı bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle asliye hukuk mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile baba adının düzeltilerek soybağının reddi imkânı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: soybağının reddi davası ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır.
Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır (TMK m. 39). Örneğin kocanın, eşi dışında bir başka kadın tarafından doğrulan çocuğu, eşinden doğmuş gibi nüfus kütüğüne kaydettirmesi ya da evliliğin sona ermesinden üçyüz gün geçtikten sonra doğan çocuğun üçyüz günlük süre içinde doğmuş gibi nüfusa kaydettirilmesi hâllerinde durum böyledir.
Soybağının reddi davası TMK’nın 286. maddesine göre ancak baba ve çocuk tarafından açılabilir.
Baba ve çocuğun dava hakları birbirinden bağımsız haklardır. Söz konusu maddeye göre kocanın açtığı soybağının reddi davasında davalı ana ve çocuk iken, çocuğun açtığı soybağının reddi davasında davalı ana ve koca olmak zorundadır ve davalılar zorunlu dava arkadaşıdırlar.
TMK’nın 291/1. maddesi, belirli şartlarla koca ve çocuk dışındaki kişilere de soybağının reddi davası açma hakkı tanımaktadır. Anılan hüküm çerçevesinde soybağının reddi davası açma hakkı tanınan kocanın altsoyu, anası, babası ve çocuğun gerçek babası olduğunu iddia eden kişi, ancak dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde dava açabileceklerdir.
Dolayısıyla, koca dava açma süresi içinde dava açmamış ise, sürenin sona ermesinden sonra kocanın ölümü, gaipliğine karar verilmesi veya sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi belirtilen kişilerin soybağının reddi davası açma hakkına sahip olmaları sonucunu doğurmaz (Dural/Öğüz/Gümüş, s.256-257).
TMK’nın 289. maddesine göre koca, soybağının reddi davasını, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. Maddenin ikinci fıkrasına göre ise çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde soybağının reddi davasını açmalıdır.
Diğer ilgililerin ise; TMK’nın 291. maddesine göre dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabileceği, ergin olmayan çocuğa atanacak kayyımın ise atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddi davasını açabileceği düzenlenmiştir.
Soybağının reddi davasının süresinde açılamadığı hâllerde gecikme, hâkimin kabul edeceği haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacaktır. Bu hâl TMK’nın 289/son maddesinde düzenlenmiş ise de bu sürenin uzamasının TMK’nın 291. maddede düzenlenen süre bakımından da geçerli olacağı kabul edilmelidir (Dural/Öğüz/Gümüş, s. 260).
Soybağının reddi davalarında görevli mahkeme 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesidir.
Baba ile soybağının kurulmasını sağlayan ana ile evliliğin çocuğun doğumundan sonra yapılması hâlinde, TMK’nın 293. maddesi uyarınca evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirerek baba ile soybağını kurmaları mümkündür. Bu hâlde TMK’nın 294. maddesine göre eşlerin yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet savcısı sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebileceklerdir.
Bunlar dışında baba ile çocuk arasında soybağı kurulmasının diğer bir yolları ise TMK’nın 295 ve devamı maddelerinde düzenlenen tanıma ve babalık hükmüdür. TMK’nın 295. maddesine göre tanıma, babanın nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla soybağının kurulmasıdır. Kurulan bu soybağının açılacak iptal davası ile kaldırılması mümkündür (TMK m. 297). TMK’nın 301. maddesine göre de, çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana veya çocuk; babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açacakları babalık davası ile isteyebilirler.
İtiraz, tanıma ve babalık davalarını açabilecek kişiler sınırlı sayı prensibi ile belirlenmiştir. Yine bu tür davalarda dava açma süresi de hak düşürücü nitelikte bir süre olup görevli mahkeme 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi uyarınca aile mahkemesidir.
Görüldüğü üzere soybağı davaları TMK’da sayma usulü ile belirlenmiştir. Bu davalar dışında soybağı davası açabilmek imkânı bulunmamaktadır. TMK’nın söz konusu düzenlemeleri dikkate alındığında, soybağı davalarının ilelebet açılabilmesini kabul etmemiş, belirli bir süre geçtikten sonra soybağı ile itirazları bir daha açılmamak üzere kapatılmasını yeğlemiştir. Onun için bu tür davalara hak düşürücü süreler getirilmiştir (HGK’nın 04.07.2018 tarihli ve 2017/(18)8-1922 E., 2018/1305 K. sayılı kararı)
Sonuç olarak; Tarafların evlilik birlikteliğinin sona erdiği tarihten itibaren 300 gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğu kabul edilir. Bu süre de iddet müddetidir. Bu iddet müddeti içerisinde kadının tekrardan evlenebilmesi için hamile olmadığını ispat etmesi gerekir.
Bundan dolayı; yeniden evlenmek isteyen kadın mahkeme tarafından hastaneye sevk edilecek buna ilişkin bir rapor düzenlenerek hamile olmadığının ispatı halinde iddet müddeti kaldırılır.
Soy bağı ; bir bireyin üst soyu ile arasındaki biyolojik bağlantıdır. Soybağı birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade ettiğinden bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur.
Evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun babasının koca olduğu kabul edilir veya iddet müddeti içerisinde doğan çocuğun babası da koca kabul edilir. Biz buna babalık karinesi diyoruz.
Babalık karinesi, anneden farklı olarak kesin bir karine değildir. Çünkü çocuğu doğuran kişi anadır, annelik karinesi kesin bir karinedir. Aksi ispatlanamaz Ancak babalık karinesinin aksi ispatlanır biz işte buna soy bağının reddi diyoruz.
Soy bağının İnkar Edilmesi Manevi Tazminat Nedenidir.
Yargıtay: ”Çocuğun uzun yıllar gerçek anne ve babasını bilmeden büyümesi nedeniyle manevi olarak acı çektiğinin kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle manevi tazminat verilmesini kabul etmiştir.” Yargıtay 4. HD E:2019/2550 K:2021/1377
Soy bağının reddi Medeni kanunumuzda düzenlenmiştir. Koca, soy bağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır. Soy bağının reddi davası babanın çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiği anda itibaren 1 yıl içinde açmalıdır. Soy bağının reddi davası açması halinde çocuk babanın kütüğünde düşecektir. Babanın çocuğa karşı miras ve aile hukukundan yükümlülükleri sona erecektir.
Ayrıca yeni medeni kanunumuzda çocuğa da soy bağı reddi davası açma hakkı tanınmıştır. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır. Çocuk reşit değilse kayyım vasıtasıyla eğer reşitse ergin olduktan soy bağının reddi davası açabilir.
ÇOCUK İÇİN DAVAYI AÇMA HAKKINI KISITLAYAN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ARTIK BULUNMAMAKTADIR.
Şöyle ki;
Babalık davasındaki sürelere ilişkin Türk Medeni Kanunu’nun 303/2 maddesinde ‘’ Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar’’ hükmü Anayasa Mahkemesi’nin 2010/71 Esas 2011/143 Karar ve 27.10.2011 tarihli kararı ile iptal edilmiş ve karar 07.02.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Türk medeni Kanunu’nun 303/4. maddesinde ise ‘’Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.’’ hükmü Anayasa Mahkemesi’nin 2011/116 Esas 2012/39 Karar ve 15.03.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Mahkemece karar verilmesinden önce Türk Medeni Kanunu’nun 303/2. ve 303/4. Maddeleri hakkındaki iptal kararı yürürlüğe girmiş olduğundan artık yasada çocuk için hak düşürücü süre bulunmamaktadır.
Yargıtay 18.Hukuk Dairesi’nin 2014/12202 Esas 2015/286 Karar ve 13.01.2015 tarihli kararında da yine ‘’Mahkemece işin esası incelenerek hazine ve Cumhuriyet Savcılığı’na ihbarda bulunmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, taraf delillerinin toplanması, DNA incelemesi yapılması ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru görülmemiştir.’’ denilerek hak düşürücü sürenin olmadığına dair kararı bulunmaktadır.
Daha detaylı bilgi için lütfen bizimle iletişime geçiniz.
Her türlü avukatlık ve danışmanlık hizmeti için bizimle iletişime geçin.
Whatsapp:
0545 190 06 07