ÇOCUK HAKLARI
Çocuk Koruma Kanuna göre; çocuk daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış, her birey çocuktur. Erken yaşta ergin olmadan anlamamız gereken evlilik veya mahkeme kararı ile ergin kılınmadır. Bu durumlar olsa bile 18 yaşını doldurmamış, herkese çocuk diyoruz.
Türk hukuk mevzuatında da uluslararası sözleşmelerde de çocuk tanımı aynıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi çocuk için beş temel ilke belirlemiştir.
Çocuk hukuku ile ilgili alanı düzenleyen hükümler bu temel beş maddeye dayanmaktadır.
Bunlar;
18 yaşına kadar olan her bireyin çocuk kabul edileceği
Çocukların doğuştan eşit olarak hiçbir ayrımcılığa tabi olmaksızın sözleşmedeki haklardan faydalanması gerektiği yaş, cinsiyet, bölge, suç, uğranılan haksızlığa göre hiçbir ayrımcılığa tabi tutulmamalarıdır.
Yasama, yürütme, yargı organlarının tüm kurumlarla yapacakları her işte alacakları her kararda çocuğun üstün yararına göre hareket etmelidir. Çocuk hukukunun temel ilkesi çocuğun üstün yararı ilkesidir. Çocuğun üstün yararına göre hareket edilmesi gerekir. Bu ilkeye göre çocuğun yararından daha önemli bir hiçbir şey yoktur. Bir yetişkin ile çocuk arasındaki ihtilafta öncelik çocuğun yararıdır.
Çocuğun katılım hakkı; çocuğu kendisini ilgilendiren her konuda görüşlerini açıklayabilmesi, yaşı ile gelişimi ile orantılı olarak da bu kararlara katılabilmesi ve çocuğun ifade özgürlüğü hakkıdır.
Çocukların öncelikle ailelerinin yanında yaşamlarının sağlanması bu mümkün değilse devletin bu durumda devreye girerek çocuğun korunması görevini devlet üzerine almalıdır.
Bunun dışında Çocuk koruma Kanunu’nun 4. Maddesinde de çocuk hakları ile ilgili temel ilkeler sayılmıştır. Çocuk hakları ile ilgili bu temel ilkeler; Çocuğun üstün yararı gözetilmelidir. Çocuğun yargılanması hızlı ve ivedi olmalıdır. Çocuğu yargılamadan en hızlı çocuk adalet sisteminden çıkarılması amaçlanmıştır.
Çocuk yargılamasındaki esas hedef çocuğa ceza verilmesi değil, çocuğu topluma kazandırmaktır. Çocuk Koruma Kanunu’nun temel amacı çocuğu cezalandırmak yerine onu suçtan kurtarıp tekrardan topluma dönmesini sağlayıp, çocuğu iyileştirmektir.
Çocuğun yargılanmasının çocuk lehine olacak şekilde kurallara göre olması gerektiği yargılamayı yapacak mahkemenin özel ihtisas edilmiş çocuk eğitimi alan hakimlerden oluşacak özel görevli çocuk mahkemesinde gerçekleşmesi çocuk adalet sisteminin gerekliliğindendir.
Çocuk adalet sisteminde çocuk bu sisteme dahil olduğu andan itibaren suç işlemişse ne suç işlediğine bakılmaksızın ve çocuğa karşı suç işlenmişse de göz ardı etmeksizin çocuklara özgü mahkemelerde çocuklara özgü yargılamalarla yargılanma faaliyeti gerçekleşecektir. Çocuk mahkemesinde görev alacak kişilerin çocuk eğitiminde uzman, çocuk lehine takdir yetkisi geniş olması gerekmektedir.
Çocuk adalet sisteminde; Suça sürüklenen çocuk ve mağdur çocuk olmak üzere çocuk için iki tanım verilmiştir.
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK
Çocuklar Neden Suç İşler?
Çocuklar yetişkinler gibi bir iradeye sahip değildirler. Çocukların yetişkinler gibi davranmalarını beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle çocukların bir kısmı hukuk sistemimizce suça sürüklenen çocuk olarak ifade ettiğimiz çocuk sınıfına girmektedir.
Yakın tehlike riski altında olan çocukların daha fazla suç işlediği görülmektedir. Peki bu yakın tehlike riski altında çocuklar kimlerdir? Yakın tehlike riski altında olup suç işlemeye meyilli ifade edebileceğimiz yani başka bir deyişle korunmaya muhtaç çocuk anlamında parçalanmış ailelerin çocukları, eğitim durumu iyi gitmeyen sürekli devamsızlık yapan okul başarısızlığı olan çocuklar, agresif davranışlar sergileyen çocuklar, uyuşturucu maddeleri kullanan çocuklar, fiziksel olarak kendine zarar veren çocuklar, özellikle kendisinden daha büyük kişilerle arkadaşlıkları bulunan çocuklar, evde eziyet gören, cinsel istismar mağduru çocukların tümü korunmaya muhtaç olduğu gibi aynı zamanda suça sürüklenen çocuk olmaya da meyillidir.
Çocuk, yasaların suç saydığı bir eylemi işlediği iddia ediliyorsa ya da böyle bir eylemden dolayı yargılanmış, çocuk hakkında soruşturma kovuşturma tamamlanmış hüküm ve ceza verilmişse bu çocuklarımıza da suça sürüklenen çocuk adını veriyoruz.
Çocuk adalet sisteminin esas amacı cezalandırmak değil, çocuğu topluma faydalı bir birey olarak yetiştirmektedir. Bu tüm dünya için böyledir. İskandinav ülkeleri ve İspanya’da çocuk cezaevi bulunmamaktadır. Ülkemizde de çocuk adalet sistemi için çok önemli bir kurum olan çocuk eğitimevleri bulunmaktadır.
Çocuk hükümlülerin eğitilmeleri, meslek edinmeleri ve yeniden toplumla bütünleşmeleri amacıyla cezaların infazının yerine getirildiği tesislere çocuk eğitimevi adı verilmektedir.
Çocuk ceza hukukunda tutukevi ve eğitimevi ayrımı önemlidir. Sanılanın aksine tutuklu çocuklar eğitimevine gitmezler.
Tutuklu çocuklar, tutukevi yada cezaevlerinin tutuklulara ilişkin kısımlı bölümlerinde kalırlar. Hükümlü çocuklar ise eğitimevlerinde kalmaktadır.
Çocuk cezaevleri yerine çocuk eğitim evleri kurularak ceza sistemimizde asıl amacın cezalandırmak değil ıslah edicilik olduğu ortaya koyulmuştur. Bu kurumlarda suç işledikleri zaman 12 ila 18 yaş arasında bulunan ve cezasını çekmeye başladığında 18 yaşını doldurmayan hükümlü çocuklar barındırılmaktadır.
18 yaşını doldurup da bulundukları kurumdan herhangi bir eğitim kurumuna devam eden çocukların ise cezaevi idaresinin de uygun görmesi şartıyla devam ettikleri eğitim programlarını tamamlayabilmeleri açısından 21 yaşına kadar kalmalarına müsaade edilebilir.
Çocuk cezaevleri yerine çağdaş ve adaletli bir yönetim anlayışı ile “çocuğun yüksek yararı” ilkesi gözetilerek, suça sürüklenmiş çocukların çağdaş eğitim anlayışına uygun, içinde bulunduğu gelişim döneminin özellikleri gözetilerek; yapıcı, üretken ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmelerini sağlayan çocuk eğitim evlerinin daha fazla yaygınlaşması gerekmektedir.
Çocuk Koruma Kanunu, suç işleyen çocuğu, suça sürüklenen çocuk olarak tanımlamıştır. Yani bir anlamda suça sürüklenen çocuğu fail olarak değil, mağdur olarak göstermiştir. Suça sürüklenen çocuklar ile çevremizde karşılaştığımızda Çocuk Koruma Kanunu 6. Madde gereğince bu kişilerin mutlak surette sosyal hizmetlere veya adliye çocuk savcılık bürolarına ihbar edilmesi gerekmektedir.
Çocukların hiçbir zaman isteyerek suç işlemez, çocuğa suça teşvik eden esas neden toplumdur. Çocukların eğitimi, adil yargılanması çocuk koruma kanununda güvencelere bağlanmıştır. Suça sürüklenen çocuklar hakkında hukuk sistemimizce yargılama prensiplerimiz; çocuğun yakınları derhal haberdar edilir.
Çocuklara kelepçe takılamaz. Çocuğun etiketlenmesi ve damgalanması yasaktır. Çocuklar hakkında yetişkinlerdeki gibi yakalama emri uygulanamaz. Çocuğun suçluluğu hakkında en kısa süre içerisinde ailesine ve avukatına bildirilmesi zorunludur.
Çocukların yargılanmaları esnasında hem bilgi ve belgelerde gizlilik kararı hem de duruşmaların kapalı yapılarak çocuk yargılamasında çocuğun damgalanmaması amaçlanmıştır. 18 yaş altında bulunan çocukların duruşmalarının kapalı yapılması ve mahkeme kararının da kapalı duruşmada açıklanması çocukların örselenmemesi için getirilen bir kuraldır.
18 yaş altında çocukların duruşmalarının kapalı olması gerekir. Aksi durum halinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1 maddesi gereğince çocuğun adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş olmaktadır. Yine çocuğun toplum önünde damgalanması ve hakkında kamuoyunda kötü intibanın önlenmesi için çocukların yargılanmalarına yayın yasağı getirilmiştir.
Bunun yanında çocuk ve ailesinin ayrımcılığa tabi tutulmadan yargılanması sağlanmıştır. Çocuk yargılama sürecinde çocuğun ücretsiz olarak bir avukattan yardım alması zorunludur. Mağdur çocuğun ve suça sürüklenen çocuğun ifadesinin alınması esnasında mutlaka avukat bulunmak zorundadır. Suça sürüklenen çocuğun ifadesi çocuk şubede savcı huzurunda alınması zorunludur.
Çocuğun yargılanmasının her aşamasında avukatının bilgisi ve gözetiminde olmalıdır. Avukatı olmadan yapılan bütün hukuki işlemler çocuk yargılamasında geçersiz kabul edilecektir. Bu zorunluluk çocuğun adalet önünde korunmasını sağlayacaktır.
Çocuk adalet sistemi içerisinde cezalar çocukların yaşına göre ayrılmıştır.
12 yaşından küçük çocuğun ceza sorumluluğu yoktur.
12-15 yaş arasındaki çocukların ancak yaptıkları eylemlerin hukuki sonuçlarını anlama ve algılama yetenekleri ve yönlendirme durumlarının olması koşuluyla çocuk hakkında sosyal inceleme raporu alındıktan sonra dava açılabilmektedir. Dava açıldığı takdirde yargılaması sırasında çocuk olduğu için cezasında indirim uygulanacaktır.
15-18 yaş arası sezginlik yeteneği bulunan çocuklarla ilgili olarak dava açılabilecek ve cezasında indirim uygulanacaktır. Çocuk mahkemesinde yetişkin gibi bir yargılama yapılır. Cezalarında çocuk olduğundan dolayı bir miktar indirim yapılır.
Çocuk mahkemesinin amacı cezadan ziyade çocukları koruma alternatifini oluşturan ceza yerine tedbir kararları öncelikle seçmektedir. İlk defa suç işleyen çocukları topluma kazandırma yönünde anlayış benimsenmiştir. Çocuğu cezalandırmaktan ziyade çocuk hakkında tedbirleri uygulayarak ailesine nihayetinde topluma yararlı bir birey haline getirmeyi hedef edinmektedir.
Çocuk adalet sisteminde yargılamalar çocuğun yargı sürecinde daha fazla örselenmemesi açısından hızlı ve adil yargılama olmalıdır. Çocuk yargılaması esnasında çocuk hakkında mutlaka sosyal inceleme ve araştırma için sosyal hizmet uzmanlarından sosyal inceleme raporu alınmalıdır. Çocuğu hürriyetinden yoksun bırakmanın çocuk adalet sistemi içerisinde en son başvurulması gereken tedbir olduğu unutulmamalıdır.
Çocuklar hakkında ceza tedbiri yerine güvenlik tedbirinin öncelikle uygulanması çocuk mahkemesince verilen tedbir kararlarının uygulanacağı kurumların yetişkinlerin kaldığı kurumlardan ayrı yerde olmasının sağlanması gerekmektedir. Çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirleri çocuk mahkemesi hükmeder. Kararın kesinleşmesi beklenmeksin derhal uygulanır. Çocuk koruma kanunu madde 43 gereğince çocuk hakkında verilen koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının giderleri devletçe ödenir.
Çocuk adalet sistemine giren çocuğun ailesinin haberdar edilerek yargılama sürecine katılımı sağlanmalıdır. Çocuk Koruma Kanunu ile il ve ilçelerde Çocuk Mahkemeleri kurulmuştur. Çocuk Mahkemesi ; Asliye Ceza Mahkemesi ile Sulh Ceza Mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakmaktadır. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi ise çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar.
Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen ceza 2 yıl ve altında hapis veya adli para cezasıysa suça sürüklenen çocuğunda hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararını kabul etmesi sonucunda hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilmektedir.
Açıklanması geriye bırakılan hüküm ile suça sürüklenen çocuk 3 yıl süre ile denetime tabi olmaktadır. 3 yıl denetim süresi içerisinde çocuk denetim tedbirlerine uymuşsa ve 3 yıllık süre içerisinde kasıtlı herhangi bir suç işlememişse hüküm açıklanmamakta ve ortadan kalkmakta, çocuğun sabıkasına işlenme söz konusu olmamaktadır.
Çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilebilmesi için geçmişte kasıtlı bir suçtan mahkumiyet kararı olmamalıdır. Yargılama sırasında çocuğun kişisel davranışları ve hakimin talep ettiği sosyal inceleme raporu neticesinde çocuğun tekrar suç işlemeyeceği kanaati hakimde oluşması gerekecektir.
Bunun yanında meydana gelen zararında karşılanmış olması gerekmektedir. Bu şartların hepsinin varlığı halinde hakim çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararını verecektir. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararına karşı itiraz yolu açıktır.
MAĞDUR ÇOCUK
Mağdur çocuk, çocuk adalet sistemi içerisinde cinsel istismar mağduru çocuk olarak ve suç mağduru çocuk olarak karşımıza iki şekilde çıkmaktadır. Çocuk adalet sistemi içerisinde mağdur çocuk, en kırılgan gruptur.
Bedensel, zihinsel, ruhsal gelişimi tehlikede olan suç mağduru ihmal ve istismara uğrayan çocuklara korunmaya muhtaç çocuk diyoruz. Korunmaya muhtaç çocuklar risk altındadır. Risk altında olduğu tespit edilen çocukların ailede ve eğitim kurumlarında veya çevreden tespit edildiğinde bunların derhal sosyal hizmetlere Alo 183’ü arayarak ihbar edilmesi gerekmektedir.
Korunmaya ihtiyacı olan çocuk ile karşı karşıya kaldığımızda kanun bazı devlet kurumlarının mağdur çocuğu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ihbar etmeyi zorunlu kılmıştır.
Bunlar; Adli makamlar, eğitim kurumları, sağlık kurumları ve sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları olan barolar ve kamu görevi üstlendiğimiz biz avukatlardır. Bu kuruluşlar eğer korunmaya ihtiyacı olan çocukla karşılaşmışlarsa veya varlığından haberdar olmuşlarsa bildirmekle yükümlüdür.
Çocukların ihbar edilmesinden sonra sosyal hizmetler yani Aile ve sosyal politikalar müdürlüğü uzmanları, bu çocukların aileleriyle görüşerek çocuklar hakkında sosyal inceleme raporu hazırlayarak çocuk mahkemesine sunarlar.
Çocuk mahkemesince eğitim, bakım, barınma, sağlık ve danışmanlık tedbiri olarak bu tedbirlerden hangisi çocuk için daha yararlı olacaksa çocuk ve aile hakkında tedbir kararı verilir.
Mağdur çocukların çocuk adalet sistemi içerisinde hakları çok geniştir. Mağdur çocuk, çocuk adalet sistemi içerisinde girdiği zaman çocuk hukuku ilkeleri çerçevesinde ses ve görüntü kaydı yapılmak suretiyle mağdur çocukların bir kez ifadesi alınmalı. Mahkeme sürecinde çocuğun ifadesi tekrardan alınmamalıdır. Önceki ifadesi kayıt altına alındığı için o kayıtlar dinlenmelidir. Çocuğun daha fazla örselenmemesi için çocuk sadece bir defa dinlenmelidir.
Çünkü aynı olayı defalarca anlatmak çocuk için travma oluşturacağından çocukların ifadesin tekrardan alınmamalıdır. Çocuk mahkemesinde mağdur çocuk ile şüphelinin karşılaşmamasına özen gösterilmesi gerekirse mahkeme çocuğu tekrardan dinlenmek isterse mahkeme huzurunda değil adli görüşme odasında dinlemelidir. Mağdur çocuğun ifadesinin alınması esnasında avukat bulunması zorunludur. Ayrıca pedagog, sosyal çalışma görevlisi, adli tıp görevlisi, psikolog eşliğinde bir uzmanla dinlenmesi gerekir.
Cinsel istismar/cinsel taciz ve tecavüz suçunun mağduru olan küçüklerin ifadelerinin alınması esnasında mutlak surette psikolog bulunur. Cinsel istismar şüphesi varsa ebeveynlerden veya çocuktan sorumlu olan kimseden ve eğer yaşı anlama kapasitesi uygun ise çocuğun kendisinden muayene için onay alınması gerekir. Çocuk izlem merkezleri, adliye görüşme odaları, üniversite çocuk koruma merkezleri, üniversite çocuk koruma birimleri mağdur çocuğun örselenmeden dinlenmesi için oluşturulmuş yerlerdir.
Yargıtay’a göre mağdur çocuğun beyanı alınmayacak kadar küçükse ancak fiziki delilller veya kuvvetli delillerle mahkumiyet kararı verilebilir.
Cinsel istismar mağduru çocuğun çocuk izlem merkezinde ifadesinin alınması bir avukat ve sosyal incelemeci eşliğinde bizzat savcı tarafından ifadesi alınır. Cinsel istismar mağduru çocuğun dinlenmesinde savcı mutlaka hazır bulunmak zorundadır. Cinsel suçlar dışında mağdur çocuğu ifadesi çocuk şubede çocuk hukuku konusunda uzman polisler tarafından bir sosyal incelemeci eşliğinde avukat hazır bulundurularak ifadesinin alınması gerekir.
Çocuk hukukunda temel ilke olan çocuğun genel yararının gözetilmesinden hareketle çocuk ile ilgili yapılacak olan bütün işlemlerde çocuk ve ailesinin iyiliğinin gözetilmesi önemlidir. Çocukların güvenliklerini sağlamak için ailelere büyük görev düşmektedir.
Çocuklara güvenliklerinin sağlanması konusunda öneriler;
Çocuklarınızın güvenliklerini sağlamayı öğretin.
Çocuklarınızın bedenlerini korumayı öğretin.
Çocuklarınıza ”HAYIR” demeyi öğretin.
Çocuklarınıza yardım istemeyi öğretin.
Çocuklarınıza onlara inandığınızı öğretin.
Çocuklarınıza sır saklamayı öğretin.
Çocuklarınıza dokunulmayı reddetmeyi öğretin.
Çocuklarınıza yabancılarla konuşmamayı öğretin.
Çocuk Hakları; çocukların sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmelerini, toplum içindeki hak ettikleri yeri almalarını ve yeniden suça yönelimlerini önlemeyi amaçlayan çocuk adalet sistemini hedef edinmiştir.
Daha detaylı bilgi için lütfen bizimle iletişime geçiniz.